Geçtiğimiz günlerde bir yazı okudum. Bilgisayarların hayatımıza bu kadar girdiği noktada ilgimi çekmedi de değil üstellik… Okuduğum yazıda açıklamayı ODTÜ Mühendislik Fakültesi ve ODTÜ Executive MBA mezunu Cenker Özhelvacı yapıyordu. Özhelvacı 1995 yılında Atlas Copco’da Satış Mühendisi olarak profesyonel hayatına adım atarken, daha sonra Türkiye ve Ortadoğu alanında 17 ülkeden sorumlu Genel Müdürlük yapıyor. Siber güvenlik konusunda trend olan alanları değerlendirmiş ve siber saldırılar konusundaki gelişmelerden bahsetmiş.

Siber güvenlik alanında eğilim ve trendin ne yöne doğru gittiğini, en fazla hangi alanlarda bu kötü amaçlı yazılımların yer alması sebebi ile güvenlik problemleri yaşanıyor bu konuya değinmiş. Ben de sizinle bu konuyu paylaşmak istedim. Siber suçun gittikçe arttığı günümüzde dolandırıcılığın da boyutları büyüyor tabii. Kullanıcı verilerini ihlal eden ve online olarak hizmet veren sektördeki kurumlara yapılan siber saldırılar her yıl ne yazık ki kurumların milyarlarca dolar zarar görmesine neden oluyormuş.  Dünya’da var olan bilgisayarların üçte bir oranına da virüs bulaşmış. Düşünebiliyor musunuz tüm bilgisayarların üçte birinde mutlaka virüs varmış. Yapılan araştırmalar doğrultusunda 2013 yılında siber saldırıya uğramış olan kuruluşlardan %78’den fazlası ödeme ve finans hizmetleri alanında imiş. Bankaların %77’si MITB riskinin büyük dolandırılıcılık riski taşıdığını düşünüyormuş. 2014 yılının son dört ayında ise yeni 20 milyon kötü amaçlı yazılım ve yeni 1 milyon phishing sitesi tespit edilmiş.

Geleneksel şekilde dolandırıcılığın tespit edilmesi ve belirlenmesi online kullanıcıların davranış modellerinin belirlenmesi ve izlenmesi ile meydana geliyor. Kullanıcıların davranışlarında beklenmedik ya da atipik davranışlar tespit edildiğinde dolandırıcılık da meydana çıkabiliyor. Peki ya karşı tarafı dolandıracak olan kişi gerçek kullanıcı verilerini kullanıyorsa ve aynı onun gibi davranıyorsa durumu nasıl anlayacaksınız? İşte tam da bu nedenle Experian 2014 yılında cihaz tanıma anlamında patent sahibi olan teknolojisi sayesinde müşteri deneyiminin ve kişisel bilgilerin paylaşılmasına gerek duyulmaksızın ya da kuruluşların performanslarına etki etmeksizin online dolandırıcılıkları meydana çıkaran ve dünyanın neredeyse lider teknoloji şirketlerinden 41st Parameter’ı satın almış. Böylelikle de dolandırıcılık tespiti yapılırken farklı bir boyut kazanan çözümleri de listesine eklemiş. Bu uygulama ile mobil bazlı cihaz ve browserler yüzün üstünde parametrede farklı ve birbirinden benzersiz şekilde parmak izi oluşturuyor ve risk değerlendirme sistemine aktararak değerlendirilmesine olanak tanıyor. Böylece de eğer karşıdakinin şüpheli olması durumunda internet işlemleri iptal ediliyor ya da gerçek müşteri ise işlemi hızlı bir şekilde kabul ediliyor ve en iyi derecede bir internet deneyimi yaşamasına ortam hazırlanıyor. Ayrıca kullanıcıların ara yüzünde yer alan patentli link sayesinde analiz araçları ile de sahtekarlık durumu tespit edildiğinde, dolandırıcıların temas ettiği tüm müşteriler bir anda tek tuş ile listeleniyor ve hareketleri direkt olarak algılanabiliyor. Üstelik bu teknoloji sayesinde son zamanlarda sıkça yaşadığımız ve problem de yaratmaya müsait olan sosyal mühendislik vakalarını da engelleyebiliyor ve bir anda kurtulabiliyorsunuz.

İnternet ve sanal dünya hayatımızın her alanına bu kadar dahil olmuşken ve neredeyse onlarsız kıpırdayamaz bir hale gelmişken güvenliğin de bu kadar sorun oluyor olması tabii ki ciddi problemlerden bir tanesi. Özellikle büyük firmaların hem bilgilerinin korunması adına hem de şirket sırları açısından elbette ciddi sorunlar yaşanabilir. Neyse ki ülkemizde de böyle zeka ürünü, becerikli uzmanlar yetişiyor da, bizler de güvenli alanımızda, belirli çerçevelerde hayatımızda çok da müdahale ettirmeden yaşayıp gidiyoruz. Eee daha ne olsun değil mi?