Son günlerde siyasi gündemi en önemli olaylardan birisi de, Süleyman Şah türbesinin taşınması olmuştur. Suriye toprakları içerisinde bulunan Karakozak köyü sınırları içerisinde yer alan ve ülkemizin mevcut sınırları dışındaki tek toprak parçası olan Süleyman Şah türbesi ve saygı karakolu, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin gerçekleştirdiği bir operasyonla taşındı.
Türbenin Osmanlı imparatorluğunun kurucusu olan Osman Gazi'nin dedesi olan Süleyman Şah ve beraberinde şehit olan iki askere ait olduğu bilinmektedir. Son birkaç yıldır özellikle Suriye toprakları üzerinde cereyan eden çatışma ortamından dolayı, Süleyman Şah Türbesi ve Türbeyi korumak için kurulmuş olan Saygı Karakolu, mevcut şartlar altında zor korunacağı düşüncesi ile, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından taşındı. Bu durum bir kesimin tepkisini çekerken, bir kesim tarafından ise doğru bir karar olarak görülmüştür.
Yazımızın sonunda, Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu ile ilgili daha detaylı bilgiler vereceğiz. Ancak öncelikli olarak türbenin taşınması olayındaki doğru ve yanlış bulduğumuz tespitleri, siz değerli okuyucularımız ile paylaşacağız.
Süleyman Şah Türbesi'nin taşınması doğru mudur?
Çok az da olsa doğruluk payı bulunmaktadır. Süleyman Şah Saygı Karakolunun taşınmasındaki en büyük doğruluk payı, bölgedeki çalışma ortamından dolayı oluşabilecek can kayıplarıdır. Zira türbenin mevcut yerine yapılacak herhangi bir saldırı, orada bulunan askerlerin hayatını tehlikeye sokabilir. Bu açıdan baktığımızda aslında az da olsa doğruluk payı bulunmaktadır ve alınan karar doğrudur diyebiliriz. Ancak aşağıdaki başlıktan sonra, türbenin taşınması konusunda ki olumsuzluklardan da bahsetmek istiyorum.
Hükümet ve TSK ortak bir toplantı yaparak, türbe bölgesinde bulunan Saygı karakoluna işid terör örgütü veya herhangi bir askeri güç tarafından saldırı yapılması durumunda, bir takım kayıplar göz önüne alınmış ve taşınması yönünde karar verilmiştir. Yukarıda da dediğimiz gibi bu açıdan baktığımızda, Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolunun taşınması, doğru bir karar olarak gözükmektedir.
Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolunun Taşınmasındaki Yanlışlıklar
Türbenin taşınmasında böyle bir doğruluk payı olsa da, birde olaya olumsuz tarafından bakmak lazım. Zira benim nazarımda türbenin taşınması, Türkiye açısından kesinlikle bir prestij kaybı olmuştur. Nihayetinde vatan toprağı saydığımız bu ortalama 12 dönümlük arazi, Türk askerinin çekilmesi ile kaderine terk edilmiştir. Buradaki toprak parçasının öneminden çok, orada bulunan devlet varlığının herhangi bir askeri ya da terörvari tehditler nedeniyle geri çekilmesi daha önemlidir. Belki toprak kaybı olmayabilir ancak, devlet varlığı da şu an itibariyle bulunmamaktadır. Bu zaten savaşta olan Suriye rejimi ordusundan ve İşid terör örgütünden kaçış olarak algılanmıştır. Yetkililer operasyonun büyük bir başarıyla gerçekleştiğini söylese de, her zaman dünyanın en ileri gelen ordusuna sahip olarak görülen Türkiye Cumhuriyeti devletinin türbe ve çevresini korumaktan ziyade geri çekilmesi, Türkiye'nin acziyet içerisinde olduğu şeklinde bir algı oluşturmuştur. Başka bir açıdan bakacak olursak, Osmanlı İmparatorluğu yıkıldıktan sonra türbenin bulunduğu bölge, Fransız hâkimiyetine geçmiş, Ancak 20 ekim 1921 yılında yapılan Ankara anlaşması ile Caber kalesi ve türbenin taşınmadan önce bulunduğu yer, Türkiye Cumhuriyeti toprağı olarak kabul edilmiştir. Ancak türbeye saygı nedeniyle Atatürk'ün de büyük katkılarıyla Türk toprağı sayılan bu bölge, türbenin taşınmasıyla anlaşmanın ihlal edilip edilmediği konusunda da farklı görüşler ortaya çıkmasına neden olmuştur. İşte bu açıdan bakıldığında da, uluslararası bir sorun olarak görülebilmektedir.
Birbirinden farklı siyasi görüşe sahip olan her kesimden olaya olumlu ve olumsuz bakan birçok insan bulunmaktadır. Vatandaşın büyük bir bölümü durumu "Kaçış" olarak nitelendirmekte ve diğer bölümü ise, olumlu bir karar olarak değerlendirmektedir.
Bölgede 4 silahlı grup bulunması, Türbenin taşınması gerektiğinin en büyük sebepleri olarak gösterilse de, özellikle muhalefet destekçileri tarafından son derece yanlış bir karar olarak kabul edilmektedir.
Özetle tüm koşulları göz önünde bulunduracak olursak, türbenin taşınması artıları ve eksileri ile eşit diyebiliriz. Bir yandan prestij kaybı olarak görülse de, bir taraftan ise olası şehit tabutlarının omuzlara yükselmesinin önüne geçilmiştir.
