Başta söylemek gerekir ki, öğrenciler son derece saçma bir eğitim sistemi içinde yarışıyor. Bunu rahatlıkla söylemek mümkün çünkü bir çok öğrencinin lise ya da üniversite geçiş sürecini yakından biliyorum. Dolayısıyla eğitim sisteminin bir takım eksiklerini bilmekle birlikte, yeni dönem sistemde sıralamanın olmasının yerine bireysel başarıya dönük olması da bir artı olarak değerlendirilebilir.

Yani YGS'de dilediği ya da istediği sonucu alamayan öğrenciler sistemin ve sınavın anlamsızlığını göz önüne alarak üzülmemeliler. Ayrıca 2015 yılındaki YGS'ye bakılarak yorum yapmak gerekirse, uzmanların ve öğrencilerin görüşlerinden yola çıkılarak sınavın oldukça özensiz hazırlanmış olması dikkati çekiyor.

Tabii şu anda söz konusu olan şartları değiştirmek mümkün olmadığından üniversiteye girmek için bu sınavları bir nevi araç olarak değerlendirmek gerekiyor. Bir çok öğrencinin düştüğü hataya düşmeyerek sınavı amaç haline getirmemek, sınava hazırlandıkları sürede stresi büyük bir oranda azaltıyor.

İstisnalar her daim söz konusu olmakla birlikte sınavdan önce ya da sınav sırasında sakin olmak her zaman işe yarayan ve doğru sonuçlara götüren unsurlardan. Bunu yapabilmenin en öncelikli koşulu da sosyal hayatı dengeli şekilde devam ettirmek olacaktır. Gençlerin sinemaya ya da tiyatroya gitmesi, arkadaşları ile dışarı çıkması, okul çıkışında çay içmeye gitmek ve orada edilecek olan sohbetler gençleri psikolojik olarak rahatlatacak ve sınav dönemini rahat bir şekilde geçirmelerine neden olacaktır.

Gençler zaman programı yapmalı: ama nasıl? Çok dikkatli olunması gereken bir durum olan zaman programlamasını net bir şekilde belirlemek gerekiyor. Bir yandan arkadaşla sohbet edip, mesajlaşırken diğer yandan test çözmek çok da mantıklı ve yararlı değildir. Bir konuya çalışmak ya da test çözmek konsantrasyon gerektiren durumlardır ve ne kadar odaklanırsanız o kadar verim alırsınız. Dolayısı ile sınav hazırlığı programı yapmak ve diğer sosyal aktivitelere zaman ayırmak kişiden kişiye fark gösterse de bunu dengeli bir şekilde ayarlamalı ve olduğunda kesin çizgiler çizerek birbirinden ayırmalısınız. Bu yazdıklarımdan sonra bir gencin 8 saat boyunca odasında ders çalışması gerektiğini düşünmemek gerekiyor çünkü bahsini ettiğim şey böyle bir şey değil. Gençlerin girdiği YGS sınavında bir çok genç emeğinin karşılığını alamıyor bunu hepimiz çok iyi biliyoruz. Format olarak YGS ne yazık ki buna oldukça müsait bir sınav. Ancak LYS hem içerik hem de format olarak YGS'den çok farklı. Bir çok eğitimci ve uzmanın değerlendirmeleri istatistiksel olarak baktıklarında sıralamada çok büyük farklar ortaya koyarken, puan ve başarı oranları da oldukça küçük farklar yaratıyor.

Bu da değerlendirildiğinde elde edilen kötü ya da iyi YGS sıralaması çok da büyük bir önem arz ettirmiyor. Bu sebeple de LYS'ye verimli bir şekilde çalışmış olan gençlerin hak ettikleri başarıyı almaları adına YGS'den farklı olarak daha çok muhtemel bir sonuç olarak görülür. Ayrıca LYS'de soruları çok çözmekten ziyade, konuların özünü kavramış olmakla ilgili bir program daha mantıklı olacaktır. Gençler için hayattaki başarıları asla üniversite ya da sınav ile ölçülemez. Bunun tek ölçütü insanın iç huzurudur. Dolayısıyla siz de ya da çocuğunuzda nasıl bir hayat hayali varsa adil olmayan bu sınavların o hayale ulaşması için tek yol olmadığunu unutmamalısınız. Bir yerde başarılacak ya da başarılamayacak diye bir sonuç yoktur. Bunun için strese girip daha çok üzülmek yerine daha doğru çalışma yöntemleri ve programlarla yapılamayacak hiçbir sorun ya da problem yoktur. Bütün gençlere hayatlarında başarılar dilerim...