Bingöl: Gün gelir basına yapılan bu baskı ortamını yaratanlar hesabını verir

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Samanyolu Yayın Grubu'nun TÜRKSAT’tan indirilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Basın üzerinde baskı, basın mensuplarına yapılan muamelenin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirten Bingöl, “Hangi düşünceye sahip olursa olsun basının özgürce görevini ifade etme zorunluluğu var. Eğer biz demokrasiye inanmış bir ülke isek eğer biz demokrasi ile yönetiliyorsak muhalefete de aykırı sese de farkı görüşlere de tahammül etmemiz gerekiyor. Basını baskı ile susturabilirsiniz ama bu ilelebet böyle sürmez. Gün gelir mutlaka ama mutlaka basına basın mensuplarına yapılan bu şiddet bu baskı ortamı yaratanlar bunun hesabını verirler. Bu uygulamalar gerçekten Türkiye’nin itibarına zarar veriyor. Yurt dışında bu tür uygulamaların her birinde çok ciddi bir şekilde dışarıda olumsuz tablolar ortaya çıkıyor.” diye konuştu.

Bingöl: Gün gelir basına yapılan bu baskı ortamını yaratanlar hesabını verir
Bingöl: Gün gelir basına yapılan bu baskı ortamını yaratanlar hesabını verir
Bu içerik 911 kez okundu.
Reklam
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, Samanyolu Yayın Grubu'nun TÜRKSAT’tan indirilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Basın üzerinde baskı, basın mensuplarına yapılan muamelenin hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini belirten Bingöl, “Hangi düşünceye sahip olursa olsun basının özgürce görevini ifade etme zorunluluğu var. Eğer biz demokrasiye inanmış bir ülke isek eğer biz demokrasi ile yönetiliyorsak muhalefete de aykırı sese de farkı görüşlere de tahammül etmemiz gerekiyor. Basını baskı ile susturabilirsiniz ama bu ilelebet böyle sürmez. Gün gelir mutlaka ama mutlaka basına basın mensuplarına yapılan bu şiddet bu baskı ortamı yaratanlar bunun hesabını verirler. Bu uygulamalar gerçekten Türkiye’nin itibarına zarar veriyor. Yurt dışında bu tür uygulamaların her birinde çok ciddi bir şekilde dışarıda olumsuz tablolar ortaya çıkıyor.” diye konuştu.

1 Kasım Milletvekili Genel Seçimi'nin ardından, 26. dönemde görev yapacak milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kayıt işlemleri devam ediyor. Meclis Şeref Holü'nde kurulan masalarda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tekin Bingöl, kayıt yaptırdı. Bingöl, kayıt sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Paris’te terör saldırılarının bütün dünyada çok ciddi tepki doğurduğunu belirten Bingöl, şunları ifade etti: “Terör nereden gelirse gelsin hiç fark etmez bütün ülkelerin ortak tavır koyması gereken bir durum. Burada en çok masum insanlar hayatını kaybediyor. Eğer terörle ilgili ciddi anlamda bütün dünya bir araya gelip önlem almazsa korkarım ki bundan sonraki dönemlerde de çok ciddi sorunlarla karşılaşılacak. Paris gibi güvenliğin en üst düzeyde olduğu bir yerde bir anda birçok yerde saldırı gerçekleştirilebiliyorsa demek ki bu olay çok ciddi enine boyuna bütün dünya ülkeleri değerlendirmesi gerekiyor. Terör insanlığı hedef alıyor.”

Terörün din, dil, ırk, mezhep ayrımı yapmaksızın saldırılar gerçekleştirdiğini ifade eden CHP Ankara Milletvekili, “Dün Paris’te hayatını kaybedenlerin hangi etnik kimliği hangi inanç gurubuna mensup olduğu bakmaksızın saldırılar düzenleniyor. O açıdan terör insanlık adına def edilmesi gereken ortak tavır konması gereken bir bela. Artık önümüzde bütün ülkelerin aymazlığı bir tarafa bırakarak ortak tavır koymasının gerektiren bir durum var. Zira muhtemeldir ki, bu eylemi yapanlar dünyanın diğer ülkelerine de örgütlü vaziyetteler hücreleri var ve her an bütün eylemleri gerçekleştirebilecek durumdalar. O açıdan herkesin ciddi bir şekilde teröre karşı ortak tavır koyması gerekiyor.” diye konuştu.

OLAĞAN KONGRE TAKVİMİNDE HERHANGİ BİR AKSAMA YOK

Bir gazetecinin, “Bir yandan da CHP olarak kongreye gidiyorsunuz. Genel başkanda aday olacağını söyledi. Siz olağan kongre diyorsunuz gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna Tekin Bingöl, “Biz 20 Haziran tarihi itibariyle olağan kongre takvimini açıklamıştık. O tarihlerde bir erken seçim söz konusu değildi. 7 Haziran seçimleri henüz 1 haftalık bir süre bitmişti. Biz hemen olağan kongre takvimini açıkladık. Koalisyon görüşmeleri yapıldı birkaç ay sonda 1 Kasım tarihi netleşti. Ama o tarihe geçen süre içerisinde bizim yetkili makamlara başvurarak başlatmış olduğumuz olağan kongre takvimi işliyordu. O süre zarfı içinde 150’ye yakın ilçede ve 12 ilde de kongrelerimizi gerçekleştirdik. Diğer illerin tamamında da takvime bağlı kalarak işleyişler sürdürüldü. Bir çok yerde delege tespitleri yapıldı. Sadece 1 Kasım seçimleriyle örtüştüğü için ilçe ve il kongrelerini seçim sonrasına erteledik, ara verdik. 3 Kasım’da da yeniden MYK kararı ile ara verdiğimiz takvimi sürdürmeyi planladık. Takvim işliyor. Yarın da tüm Türkiye’de mahalle delegeliklerinin seçimi tamamlanacak. Ardından sık bir şekilde ilçelerden ve ilden olağan kongre tarihleri alınıp genel merkezimize bildiriliyor. Olağan kongre takviminde herhangi bir aksama yok ve çok büyük bir ihtimalle ocak ayında olağan kurultayımızı gerçekleştireceğiz. Bu işlemleri yaparken resmi makamlara başvurularımızı yapıyoruz. Bütün kongrelerimiz seçim kurulları marifetiyle gerçekleştiriliyor ve seçilen arkadaşlarımıza mazbataları veriliyor. Resmi bir statü kazanıyorlar keza kurultay delegelerimizde aynı şekilde o seçimle seçim kurulunun gözetiminde yapıldığı için yasal hala dönüşüyor ve bizim illerde yaptığımız kurultay delegelerimizde önümüzde yapacağımız olağan kurultayda oy kullanacak olan kurultay delegelerimiz olarak tespit ediliyor.” diye cevapladı.

Başka bir gazetecinin, “Muharrem İnce'nin masa başı delege yazılıyor iddiası var. Neler söylersiniz?” sorusuna Bingöl, “Böyle bir iddianın mutlaka ispat edilmesi gerekiyor. Biz 20 Haziran tarihinden sonra olağan kongre takvimini işlettiğimizde ağustos sonunda eylül başında ara verdiğimizde o süre zarfı içinde bahsettiğim olağan kongre takvimimiz işledi. Ama hiçbir yerde hiçbir kimse o süre içerisinde yapılan işlemlerle ilgili en ufak bir müracaatta bulunmadı. Bir şikayet söz konusu olmadı ya da örgütlerimize bir başvuru olmadı. Rutin bir şekilde işler ilerledi son derece şeffaf yapıldı. 150 ilçe ve 12 ilde kongre yapılırken masa başında delege yazılıyor idi ise o gün niçin bu itiraz yapılmadı. Yada o tarihlerde bununla ilgili gerekli girişimlerde bulunulmadı. Kesinlikle delege seçimleri son derece şeffaf tüzüğümüzün ve kongreler yönetmeliğimizin ön gördüğü şekilde sürüyor. Ufak tefek aksaklıklar olabiliyor bazı şikayetler olabiliyor anında müdahale ediyoruz örgütlerimize dilekçelerle başvuru yapılıyor ve gereği yapılıyor. Bazı mahallelerde yapılan itirazlar haklı bulunup iptal ediliyor ve yenileniyor. Genel merkezimizde hiçbir yönetici hiçbir ilin delege seçimlerine ya da kongrelerine şuana kadar müdahale etmemiştir bundan sonra da etmeyeceğiz. Kendi iç dinamikleriyle ilçe ve il örgütlerimiz şekillenecek. Kimsenin kaygısı olmasın. Kaldı ki genel başkan adayı olan arkadaşlarımız için bu çok önemli bir şans. Bir çok il örgütümüz var onların kongrelerine rahatlıkla giderek kendilerini ifade edebilir projelerini aktarabilir kurultay delegelerine düşüncülerine ifade etme şansına sahip olurlar. Bu adaylar için bulunmaz bir fırsat bu süre zarfında bütün örgütlerimizin kongrelerine katılabilir genel başkan adaylarımız orada da kendilerini ifade etme şansı bulur ve kurultay delegeleriyle yakınlaşmaları söz konusu olur. Seçilecek olan kurultay delegesi de bizim partililerimiz arkadaşlarımız. Onlarla ilgili bir kaygı duymanın bir anlamı yok. Özgür iradeleri ile gelip ocak ayında yapılacak kurultayda özgürce kurultay delegeleri oylarını kullanacaklar.” cevabını verdi.

Başka bir gazetecinin, “Samanyolu Yayın Grubu için TÜRKSAT tarafından uydudan indirilme kararı alındı. Daha önce mahkemenin bir savunma talebi vardı TÜRKSAT’tan bu bile beklenmeden bu gece muhtemelen uydudan indirilecek nasıl değerlendirirsiniz?” sorusuna CHP Genel Başkan Yardımcısı, “Basın üzerinde baskı basın mensuplarına yapılan muamele hiçbir şekilde kabul edilemez. Hangi düşünceye sahip olursa olsun basının özgürce görevini ifade etme zorunluluğu var. eğer biz demokrasiye inanmış bir ülke isek eğer biz demokrasi ile yönetiliyorsak muhalefete de aykırı sese de farkı görüşlere de tahammül etmemiz gerekiyor. Basını baskı ile susturabilirsiniz ama bu ilelebet böyle sürmez. Gün gelir mutlaka ama mutlaka basına basın mensuplarına yapılan bu şiddet bu baskı ortamı yaratanlar bunun hesabını verirler. Bu uygulamalar gerçekten Türkiye’nin itibarına zarar veriyor. Yurt dışında bu tür uygulamaların her birinde çok ciddi bir şekilde dışarıda olumsuz tablolar ortaya çıkıyor. Ciddi tepkiler doğuyor ve net bir şekilde Türkiye’deki bu basına karşı yapılan baskının yurtdışındaki yansıması Türkiye’yi itibarsızlaştırıyor. Bu da ülkemiz açısından kabul edilebilir bir durum değil. O nedenle basın üzerindeki bu baskı unsurunun ve bu tür uygulamaların mutlaka sonlandırılması gerekiyor. hangi düşünce ile hareket edilirse edilsin hangi siyasi partiye mensup olursa olsun basının ve basında çalışan arkadaşlarımızın basın emekçilerinin özgürce görevlerine ifa etmelerine fırsat verilmelidir.” diye konuştu.
CİHAN
Reklam
Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Penceremden Göz Göze Ne Zaman Yayınlanacak?, Çıkacak ve Gelecek? 2023
Penceremden Göz Göze Ne Zaman Yayınlanacak?, Çıkacak ve Gelecek? 2023
Tecno Spark 10 Pro
Tecno Spark 10 Pro "PUBG Mobile" Kaç FPS Veriyor? 2023