Stoltenberg, İstanbul'da Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen kapalı kapılar ardında düzenlediği basın toplantısında, "Türkiye'nin meşru güvenlik kaygıları var. Başka hiçbir NATO müttefiki daha fazla terör saldırısıyla karşı karşıya kalmadı, ancak İsveç, Türkiye'nin kaygılarını gidermek için önemli somut adımlar attı."
İsveç Anayasası'nda günler önce yürürlüğe giren ve terör örgütlerine karşı alınan önlemleri sıkılaştıran değişiklikleri ve Türkiye'ye yönelik silah ambargosunu kaldırdığını hatırlattı.
Stoltenberg, geçtiğimiz günlerde Stockholm'de düzenlenen PKK bağlantılı protestolara atıfta bulunarak şunları söyledi: “Toplanma ve ifade özgürlüğü demokratik toplumlarda temel değerlerdir. Ama bunların neden olduğunu unutmamalıyız."
Stoltenberg, "Bu gösterileri düzenleyenler, İsveç'in NATO'ya katılımını engellemek ve teröre karşı Türkiye ile işbirliğini baltalamak ve NATO'yu zayıflatmak istiyor" dedi. "Başarılı olmalarına izin vermemeliyiz."
NATO başkanı ayrıca Erdoğan ile Türkiye'nin geçen yıl Madrid zirvesinde İsveç ve Finlandiya ile kurduğu ortak kalıcı mekanizmanın 12 Haziran haftasında yeniden toplanması konusunda anlaştıklarını da söyledi.
Stoltenberg, "Terörle mücadelede mekanizma hayati önem taşıyor" dedi.
“Üyelik İsveç'i, NATO'yu ve Türkiye'yi daha güçlü kılacaktır. İsveç'in üyelik sürecinin tamamlanmasını dört gözle bekliyorum” dedi.
11-12 Temmuz'da Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta yapılacak bir sonraki NATO zirvesinde böyle bir şeyin mümkün olup olmadığı sorusuna Stoltenberg, "bunu gerçekleştirmenin tam zamanı" olduğunu yineledi ve İsveç'in son toplantıdan bu yana NATO'ya "çok daha yakın" hale geldiğini savundu. Türkiye dahil müttefiklerin ülkeyi bloğa davet ettiği zirve.
Stockholm'ün üyeliği, üye ülkeler Türkiye ve Macaristan'ın itirazları nedeniyle ertelendi. Ancak ABD ve NATO, İsveç'in Vilnius'taki zirveden önce katılmasını istiyor.
Tarihi bir dönüşte, İsveç ve Finlandiya, uzun süredir devam eden askeri ittifak yapmama politikalarını terk ettiler ve Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden sonra NATO'ya katılmak için başvurdular.
Geçen Haziran ayında, Türkiye ve iki İskandinav ülkesi, Ankara'nın meşru güvenlik kaygılarını ele alan ve ittifaka nihai üyeliklerinin önünü açan bir mutabakat zaptı imzaladı.
Ancak son zamanlarda Stockholm'de terör sempatizanları ve İslamofobik şahsiyetler tarafından gerçekleştirilen provokatif gösteriler, Türk liderlerin İsveç'in NATO üyeliği için gerekli adımları atma taahhüdünü sorgulamasına yol açtı ve devam eden terör bağlantılı ve Türkiye karşıtı protestolar, İsveç'in NATO üyelik hedefini daha da tehlikeye atma riski taşıyor.
Ankara, Finlandiya'nın üyeliğini Mart ayında onaylayarak savunma ittifakına tam üye olmasını sağladı.
Ankara, İsveç'in önce teröristlere karşı daha net bir tavır alması gerektiğini söyledi. Türkiye, NATO'nun genişlemesine karşı olmadığını sık sık dile getirmekle birlikte, Stockholm'ü Ankara için güvenlik tehdidi oluşturan unsurlara karşı önlem almamakla eleştiriyor.
Terör propagandası ve İslam dünyasının kutsal kitabının Ocak ayında Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde yakılması İslam dünyasını öfkelendirerek haftalarca süren protestolara ve İsveç mallarının boykot çağrılarına yol açtı. işlem.
Kosova gerilimi
Stoltenberg, ülkedeki etnik Sırpların Mayıs sonundan bu yana etnik Arnavut belediye başkanlarının seçilmesini protesto ettiği Kosova'da devam eden gerilime de dikkat çekti. Geçen Pazartesi günü, NATO liderliğindeki uluslararası barış gücü Kosova Gücü'ne (KFOR) bağlı en az 30 asker, etnik Arnavut bir belediye başkanının görev yemini etmek ve göreve başlamak üzere belediye binasına girmesini engellemeye çalışan Sırplarla çıkan çatışmada yaralandı.
Stoltenberg, KFOR birliklerine yönelik "sebepsiz saldırıları şiddetle kınadı" ve "KFOR ve NATO'nun Kosova'daki tüm vatandaşlar için güvenli ve emniyetli bir ortam sağlamak için gerekli tüm önlemleri alacağına" dair güvence verdi.
Türkiye'nin Kosova'daki KFOR varlığına ek kuvvet sağlama kararını memnuniyetle karşıladı ve ayrıca güvenlik bloğunun NATO operasyonel rezervlerinden 700 asker konuşlandıracağını ve Türkiye'nin bu süreci denetleyeceğini bildirdi.
Stoltenberg konuşmasını, Priştine ve Belgrad'ı durumu yumuşatmaya, sorumsuz davranışlardan kaçınmaya ve "barışa giden tek yol olan" AB destekli diyaloğa girmeye çağırarak bitirdi.
