Ülkemizde kadına şiddet gittikçe artmaktadır. Özellikle son günlerde buna daha fazla tanık olmaktayız. Son günlerde yaşanan Özgecan Aslan cinayeti ile kadına yapılan şiddetti tekrar kınarken; akıllara ise yine aynı soru geldi. Kadına Şiddet Nasıl Önlenir? Sorusunu hem erkekler, hem bayanlar, hem de tüm toplum sorguluyor. Üniversiteli genç bir kızın eve dönüş yolunda bindiği araçta önce tecavüz edilip ardından öldürülmesi ile sonuçlanan cinayet tüm Türkiye’yi ve hatta dünyayı dağladı. Bundan önce de bu ve buna benzer sorunlar yaşadık; ancak; bu sorunlara ve vahşete dur diyemedik. Peki, ama kadına şiddet nasıl önlenecek? İşte öneriler…
Cinsel Sadizm Engellenmeli
Cinsel sadizmin en üst düzeyini yaşayan ülkemizde psikiyatrlar, pedagoglar ve psikologlar cinsel sadizmin engellenmeye çalışması gerektiğini düşünüyorlar. Cinsel sadizm konusunda ülkemizde en üst seviyeyi yaşadığımızı vurgulayan bilirkişiler; siyasetçilerin ve toplumun eylemlerini idam konusunda değil; cinsel sadizmi yok edecek boyutta yapmasını dile getiriyor. Böylelikle kesin çözüme ulaşabilinecek; ancak, idam yolu ile ne Özgecan geri gelecek ne de diğerleri engellenebilecek, şeklinde açıklamalar yapılıyor.
Erklik ve Erkek Zihniyeti Tartışılmalı
Bir bebeğin 0 ile 6 yaş arasının önemli olduğu tüm dünyaca kanıtlanmış bir gerçektir. Bu 6 yıllık süreç içerisinde bebek, çocukluk dönemine kadar ailesinden hangi davranışları, hangi söylemleri ve hangi alışkanlıkları görürse ölene kadar da bu gördüklerini uygular. Bu durumu kadına olan şiddetle kıyaslayacak olursak; bir erkek babasının annesini sürekli dövdüğünü, küfür ettiğini ya da kavga ettiğini görürse ileride sevgilisine, eşine ya da hiç tanımadığı bayanlara dahi bu eylemlerde bulunabilir. Nitekim, araştırmalar sonucunda da genellikle tecavüz, öldürme, taciz ya da şiddet uygulayan erkeklerin ailelerinde de bu olaylar olduğunu görebilmekteyiz. Hatta son günlerde sıklıkla adını duyduğumuz Özgecan Aslan cinayetinde katilin ailesinde de aynı durumlar vardır. Geçtiğimiz günlerde katil zanlısının annesi TV ekranlarına röportaj verdi ve oğlunun suçlu olduğunu ancak; asıl suçun eski kocasında olduğunu dile getirmişti. Kendisini kemerle dahi döven eski kocası için oğluna kötü örnek olduğunu söyleyen anne, hiç de haksız bulunmadı. Bu nedenle de eğitimin ailede başladığı unutulmamalıdır ve ev içinde kesinlikle şiddete başvurulmaması gerektiği yetkililer ve bilirkişilerce önemle söylenmektedir. Kadına yapılan şiddete dur demek için; öncelikle tüm Türk toplumu kendi ailesini eleştirmeli, evde şiddet ortamının yaratılmamasına özen göstermelidir. Aksi halde; şu an belki de Özgecan’ın katilini kaba tabir ile “yuh”layan kişilerin çocukları da ileri de böyle bir kötü ve üzücü durumlarla karşımıza gelebilir.
Ruh Sağlığı Uzmanlarının Görevlendirilmesi Gerekiyor
Ruh sağlığı uzmanlarına kadına şiddet konusunda büyük bir görev düşüyor. Özellikle devlet tarafından uygulanacak bu sistem ile ruh sağlığı uzmanları belirli aralıklarla görevlendirilmeli ve özellikle de erkek çocuğu bulunan ailelere yönelik ruhsal sağlık ve cinsel konu da eğitim vermelidir. Böylece hem bilinçli hem de sağlıklı bir Türk toplumu oluşarak kadına şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri sayısında büyük oranda azalma meydana gelir.
Evlenmeden Önce Cinsel Eğitim Sağlanmalı
Cinsel eğitim ne kadar yaygınlaşırsa tecavüzlerdeki oranlar da ters oranla daha da azalacaktır. Evlenmeden önce hem bayanlara hem de evlenecek olan erkeklere cinsel eğitim verilmesi ve hatta bu eğitimin anaokuluna başlanılan yaştan itibaren cinsel eğitimin desteklenmesi gerekiyor. Evlilik ehliyeti uygulanmasının da bir an önce başlaması gerektiğini düşünen psikiyatristler ve CİSED cinsel eğitimi tamamlayan kişilerin evliliğe adım atması gerektiğini düşünüyor ve bu ehliyet toplumun bilinçlenmesini sağlıyor.
