Birkaç hafta öncesinde Fransa'nın çeşitli bölgelerinde ve peygamber efendimiz Hz. Muhammed (sav.)'i alaycı bir şekilde eleştiren karikatür dergisinin de içinde bulunduğu birçok yere, İslam maskesi arkasına saklanmış teröristler tarafından saldırılar düzenlenmişti.  Netice de en fazla infiale yol açan saldırı, kuşkusuz dergi binasına yapılan ve 12 kişinin hayatını kaybettiği saldırı olmuştu.

Bu saldırganlara terörist dedim. Çünkü bu saldırganlar, içeride bulunan insanların kaç yaşında olduğunu, hangi inanca mensup olduğunu ya da en önemlisi, o karikatürle alakalı olmayan masum insanların olup olmadığını bile bilmeden bu saldırıyı gerçekleştirmişlerdi. Konumuz tam olarak bu olmamakla birlikte, yorumlarda gelebilecek tepkilere şimdiden açıklık getirdim.

Asıl konumuz Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Paris'e giderek dünyaya, "Müslümanlar cana kıymaz. Müslümanlıkta terör olamaz" mesajını vermek istemesiydi. Ancak bu mesajı verebildi mi? Ne kadar başarılı olabildi? bu tartışılır.

Özellikle taziyeleri kabul ederken Fransa Cumhurbaşkanı, François Hollande'nin Davutoğlu'nu adeta es geçmesi, Başbakan'ın renginin değişmesine neden oldu. Başbakanımıza yapılan bu davranışı da açıkça kınadığımı belirtmek istiyorum. Zira severiz ya da sevmeyiz, ülkemizin Başbakanı ve o anda o yürüyüşte, T.C Başbakanı sıfatıyla bulunuyor. Davutoğlu Paris'e gidip bu mesajı vermek isterken, aslında 12 yıldan aşkın süredir içerisinde yer aldığı iktidar partisinin, "Şehitler Ölmez" diye yürüyenlere gösterdiği tepkileri göz önüne alarak mı gitti acaba?

Türkiye'de terör saldırıları protesto ederken, çoğunluğunu Türk milliyetçisi kesimin oluşturduğu bu gösterilerde, mevcut Başbakanın o dönem bakan olarak bulunduğu hükümet gösterilere katılanları adeta "Gösteriş" yapmakla suçlamıştı. Kendi ülkesi terörün ortasında iken, bir Başbakanın amacı ne olursa olsun bir Avrupa ülkesinde gerçekleşen teröre tepki yürüyüşüne katılması, şahsen beni derinden düşündürdü. Zaten uzun süredir "Şehitler Ölmez, Vatan bölünmez" nidaları ile teröre lanet yağdıran vatandaşları "Şov yapmakla" suçlayan hükümetin bu tavırları, birçok insan gibi benimde tepki çeken olaylardan birisi olmuştu.

Bugüne kadar bu eylemlere kendi partisinden birileri katıldı da, muhalefet mi engel oldu? Hayır. Peki şehit cenazelerinde teröre tepki verenlere duydukları bu tepki nedendi? Belki size deli saçması olarak gelecek ama, benim şahsi düşüncem, Kendi siyasi parti kollarının bu tür eylemlerin içinde ya hiç yer almaması, ya da çok nadiren yer alması olarak yorumlanabilir.

Paris'te bu olaylar yaşanırken Nijerya'da hala yüzlerce Müslüman katledilmekteydi. Bu liderlerin hangisi tepki verebildi? Ön saflarda yürüyen bu liderlerin neredeyse tamamı, aslında masum olmayan ancak yüzüne -Masum- maskesi takmış zavallılardı. Cezayirli zavallı halkı sömürü için hem katleden, hem de olmadık işkencelere maruz bırakan Fransa değil miydi? Ya da Filistinli masum çocukları katleden Netenyahu yönetimindeki İsrail? Müslümanlara ve özellikle Türklere kin kusan Almanya? Doğu Türkistan, Kerkük ve Musul, Azerbaycan gibi Türk ülkeleri için neredeyse kılını kıpırdatmayan Ahmet hocanın içinde bulunduğu siyasi oluşum değil miydi? Hani şuan ki Cumhurbaşkanı demişti ya..!! Hepiniz oradaydınız ulann! diye. Tamda öyle bir tabloydu karşımızdaki. Hepside oradaydı!..

Fransa yıllardır Asala çetesine, sonrasında da bilimum terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan ülkelerin başında gelmektedir. Dünyanın neresinde olursa olsun, hangi dil ve dine mensup olursa olsun, insanların bu tip saldırılar sonucunda hayatlarını kaybetmelerini şahsım adına kesinlikle istemem. Ancak Fransa adeta ettiğini buldu. Umarım bundan sonra teröre yardım ve yataklık ederken, bir kez daha düşünür!

Yeniden Ahmet hocaya dönecek olursak, istediği mesajı veremedi. Fransa Cumhurbaşkanı olan zavallı ise Başbakanı umursamaz tavırları ile Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığını değil, kendini küçük düşürmüş oldu.