Son birkaç yıldır hızla ivme kazanan çözüm sürecinde, bölücü örgütünün adeta işi çıkmaza sokmaya çalışması, barış sürecini baltalamaya başladı. Onca insanın sivil, asker, kadın, erkek ve çocuk demeden canına kıydığı halde, devletin uzattığı eli bir türlü tam olarak sıkmayan terör örgütü, yaptığı eylemler ve açıklamalarla illegal faaliyetlerini sürdüreceği yönünde izlenim bırakmaktadır.
Pkk yöneticilerinden gelen "devlet silah bıraksın" gibi haddi aşan açıklamalar, gelişmeleri yakından takip eden birçok siyasetçi ve vatandaşı adeta çileden çıkarıyor. Kürt vatandaşlarımıza gereken hakkın tanınması ve geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması adına atılmış bir adım gibi gözüken çözüm süreci, Pkk terör örgütünün umursamaz tavırları nedeniyle, adeta iyiden iyiye çıkmaza girmiş durumda. Tüm bunların yanı sıra, iktidar partisine yakın televizyon kanalarında ve gazetelerde, Ak Parti'ye yakın kişilerin Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılacağına dair açıklamalar yapması, kafalarda soru işareti oluşturmaya başladı.
Özellikle birkaç gün önce eşi ve kendisinin ak parti iktidarına yakınlığıyla bilinen Nagehan Alçı'nın, "seçimlerden sonra Abdullah Öcalan serbest bırakılabilir" açıklaması, muhalif çevrelerce iktidarın kamuoyu yoklaması olarak görüldü. Özgecan Aslan cinayetiyle gündemi Yeniden gelen idam cezası da tartışılmaya başlandı. Ancak terör örgütüne yakınlığı ile bilinen çevrelerce "idam cezası gelmesin, ama bu tür suçlar için daha ağır cezalar uygulansın" diye açıklamalar yapılmaya başlandı. İktidar partisinin de bir türlü idamı getireceğiz açıklaması yapmaması, terörist başı Abdullah Öcalan'ın, seçimden sonra olmasa bile daha ileri ki zamanlarda serbest bırakılabileceğini, ya da ev hapsi alabileceğini doğrular gibi gözüküyor.
Abdullah Öcalan serbest kalır mı?
Her ne kadar açıklamalar 2015 seçimlerinden kısa bir süre sonra olacağı yönünde olsa da, bana göre bu kısa vade de mümkün gözükmemektedir. Ancak ilerleyen zamanda çok büyük bir ihtimalle serbest kalacak ya da, en azından ev hapsine çıkacak Öcalan'ın, kendisinin de açıklandığı gibi "şartlar oluşmadan" İmralı'nın kapıları açılsa bile kendisi çıkmayacaktır. Bunu kendisi bu şekilde ifade etmiştir. Hükümetin barış süreci diye adlandıran 00 bir barış ortamı sağlamaya çalışması, aslında Ak Parti'ye oy verenlerin içerisinde de bir burukluk meydana getirmiştir. Zira ortada 30 bin kişiden fazla masum insanın ölümüne neden olmuş, milyon dolarlarca zararı kamu mallarına vermiş, bir korku ortamı oluşturulmuştur. Bir örgütle devletin el sıkışması, Ak Parti tabanında da aslında bir rahatsızlık oluşturmuştur. Bu rahatsızlığın en büyük sebebi ise, terör örgütünün hala eylemlerine küçük çapta da olsa devam ediyor olmasıdır. Terör örgütü eylemlerini sonlandırsa bile, özellikle Ak Parti'nin milliyetçi tabandan aldığı oyları yine rahatsız edecektir. Birde işin, gazi ve şehit yakınları tarafı var.
Şehit yakınları, gazi ve gazi yakınlarının yüzde 90 lık bir bölümü, bu süreci kesinlikle desteklemektedir. Medyada gösterilen bazı şehit yakınlarının destekleyici konuşmaları, geri kalan yüzde onluk bölümden seçilen şehit ailelerinin konuşmasıdır. Barış sürecinde herkesin içinin rahat olabilmesi için, öncelikle terör belasından canı yananların bu süreci desteklemesi gerekir. Bu destek ise mevcut koşullarda, hiçbir şekilde olacak gibi gözükmüyor. Çünkü bu insanların canları yanmıştır. Halkımızın deyimiyle "tuzu kuru" olanların, şehit yakınları ve gaziler adına terör örgütüyle barış çabaları, toplumun büyük kesimine çok pervasız gelmektedir.
Sonuç itibariyle baktığınızda, Abdullah Öcalan'ın serbest bırakılması durumunda, vatandaşın vereceği tepkiler çeşitli kanallarla ölçülmekte ve vatandaşın bilinçaltına olası durum yerleştirilerek, Öcalan'ın serbest bırakılması durumunda olası tepkiler en aza indirilmeye çalışılmaktadır. Bundan birkaç yıl öncesine bakıldığında, Kürdistan sözünü duyan büyük bir kesim tepkilerini anlık olarak gösterirken, şuan için Kürdistan demek serbest olduğu halde yine bu kesim, mevcut duruma eskisi kadar sert tepki vermemektedir. Bunun nedeni ise, barış sürecini destekleyen medya organlarının ve siyasilerin, halkın bilinç altına süreci yerleştirmesi ve duruma alıştırmasıdır.
