Kadınlar Hep Uzaklaştırıldı!

Kadınlar Hep Uzaklaştırıldı!

Bu içerik 1119 kez okundu.
Reklam

Kadın; deyince aklıma hep eziyet, şiddet, bazı istekleri sınırlandırma gibi esir ve köleliği temsil eden kelimeler geliyor. Kadın sadece ülkemizde değil; aynı zamanda da birçok toplumda kısıtlama halinde olan canlı bir varlıktır. Gerek Romanya’da, gerek Çin’de, gerek Arabistan’da, gerekse de ülkemizde kadın hep ezilmiş ve de bir kenara itilmiş. Tüm bunlardan dolayı da kadın kavramı hep 2. Planda kalarak ataerkil bir yapı ön planda olmuştur.

 

Biz kadınlar sürekli olarak eziliyoruz, peki ama neden?

 

Kadın doğmak yani; cinsiyeti erkek doğmamak başlı başına bir suç gibi görülüyor. Baktığımızda; eski zamanlarda kız olarak doğan bebekler toprağa gömülüyordu, hem de diri diri. Bu vicdansızlık şu anda pek olmasa da toprağa diri diri gömülmekten daha da beter durumlar ile karşı karşıya kalıyoruz. Ülkemiz kadın şiddeti konusunda ilk sıralarda yer alıyor. Ne komik değil mi? Türkiye bilim de, sanatta, sinemada ya da yararlı bilgi ya da sistemler de değil; kadın şiddetinde ilk sıralar yer alıyor. Bu tablo karşısında sevinenler de var şüphesiz! Onların kadına şiddet uygulayan cani erkekler olduğunu söylemek mümkün olmaktadır.

 

Kadına Eziyet, Sadece Şiddet ile Değil…

 

Kadına yapılan eziyet sadece şiddetle de sınırlı kalmıyor. Çevreme baktığımda; birçok kadın rolünü üstlenmiş küçük kız çocuklarının olduğunu görmekteyim. 12 yaşında, 13 yaşında imam nikahı ile gizli bir şekilde evlendirilen; sonrasında da resmi nikah yapılacağı söyleyip yapılmayan, dayakla, şiddetle evde tutulmaya çalışan kızlar görüyorum, ben ülkemde. Bu nedenle de rahatça ancak; üzülerek diyebiliyorum, ki bu ülkede kadına şiddet var, bu ülkede kadın sevilmiyor, bu ülkede kadın sadece çocuk doğurmak için yapılmış olan bir otomatik robot gibi görünerek müdahale yapılıyor.

 

Felsefe de Bile Kadına Eziyet Var!

 

Dünya bazında en çok tanınan Filozoflar arasında yer alan Eflatun bile sözleri ile kadına eziyet etmeyi başarmıştır. Eflatun söylediği bir cümlede diyor ki; Erkeğin yapmış olduğu tüm fenalıklar ve rezaletlerin tek sebebi var, o da KADIN, şeklinde söylemiş. Bir tek Eflatun değil ki; birçok lise öğrencisi bile Sokrates’i tanır. Sokrates dahi; kadınlar için birçok olumsuz söz söylemiştir. Medeniyetin merkezi neresi deseler, hiç şüphesiz Yunan Medeniyeti dersiniz. Yunan bir medeniyet ise; Can yakan ateş, çaresi bulunmaya ateşe KADIN denir sözünün neresinde medeniyet var? Ben de size sorarım. Tüm bunların toplamında diyebilirim ki; kadına olan şiddet ne eğitimle, ne kültürle, ne de görmüş geçirmişlikle yok olmuyor. Koskoca filozof sözleri kadına şiddet uyguluyor, koskoca Yunan medeniyeti de altta kalmıyorsa; suç ülkede ya da ülkeyi yönetenler de değil; suç tamamen ailededir. Her nokta, hatta aklınıza gelebilecek her şey ailede bitiyor. Ailede şiddet varsa; şiddet gören bir anne varsa ve çocuklar da erkekse; o erkek çocuğunun ileride şiddet gören eşi ya da çocukları oluyor. Bu da bu şekilde devir ede ede ilerliyor.

 

Atamız Kadına Şiddet Yanlısı!

 

 

Her şey ailede bitiyor, dedik. Osmanlı’ya ya da Müslümanlığı aldığımız Araplar’a baktınız mı? Onlarda kadın için yapılan şiddet tamamen programlı ve aynı zamanda da sistematik bir şekilde işliyor. Diri diri toprağa gömmek Araplar’dan geliyor, kadına cariye kavramını bütünleştirmek; Osmanlılar’dan geliyor. Çok eşlilik hem Osmanlılar’dan hem de Araplar’dan geliyor. Peki bizim atamız kim? Hem Osmanlılar hem de Araplar. O halde suç kimde? Ataerkil yapımızda; at gözlükleri ile ilerlemeye çalışmakta, o halde suç bu sistemi benimseyenlerde…

Sende Yorumla...
Kalan karakter sayısı : 500
İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR X
Penceremden Göz Göze Ne Zaman Yayınlanacak?, Çıkacak ve Gelecek? 2023
Penceremden Göz Göze Ne Zaman Yayınlanacak?, Çıkacak ve Gelecek? 2023
Tecno Spark 10 Pro
Tecno Spark 10 Pro "PUBG Mobile" Kaç FPS Veriyor? 2023