Eski Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Koza İpek Holding’in ardından Kaynak Holding’e yapılan kayyım atamalarına tepki gösterdi. Kayyımların bir kurumun daha iyi işlemesini ve kimsenin mağdur olmasının önlenmesi amacıyla atandığını ancak bugün yapılanın bunun tam tersi olduğunu belirtti. Günay, “Kayyım bir kurumu batırmak amacıyla hareket ediyor. Bunlar gelecekte hem hukuki hem cezai sorumluluklar doğuracak olan suçtur.” diye konuştu.

İktidarın Sulh Ceza Hakimlikleri eliyle istediği kararı verdiğini belirten Günay, kayyımın atandığı kurumu batırmak amacıyla hareket ettiğini, büyük işletmelerin bir kalemde batırılmaya çalışıldığı ülkelerde kara para dışında ciddi bir sermaye akışının olamayacağını söyledi. Toplumun büyük kesiminin yapılan haksızlıklar karşısında susmayı tercih etmesiyle ilgili de Günay, “Başkalarına yapılan haksızlıklara susanlar kendi başlarına gelmesin diye susmayı tercih ediyorlar ama kendi başlarına geldiği zaman itiraz edecek kimse kalmadığını görecekler. Ülkelere diktatörlükler, faşizm böyle geliyor.” dedi.

Son zamanlarda yaşanan olayların Türkiye’de düşünce özgürlüğünü ciddi biçimde baskı altına aldığı gibi girişim özgürlüğünü de ciddi tehlikelerle karşı karşıya bıraktığını ifade eden Günay, “Bir şirketin birimlerine el konulması ve kayyım atanması bir ceza mahkemesinin tedbir kararı çerçevesinde uygulanacak hükümler değildir. Bunlar esas itibariyle Ticaret Mahkemeleri’ndeki ciddi tartışmalardan sonra verilecek kararlardır. Ancak iktidar son iki yıl içinde hukukun bütün kurumlarını alt üst ettiği gibi özel yetkili ve görevli bir Sulh Ceza Hakimlikleri yapısı türetti ve bu hakimlikler eliyle hem ceza alanında hem hukuk alanında istedikleri kararları veriyor ve yapılan itirazları reddediyor.” şeklinde konuştu.

Bir hukukçu olarak, Koza İpek Holding ve medya grubundaki kayyım uygulamasının hukukun bütün kurallarını ve özelikle kayyımla ilgili hukuki amaçların tümüne aykırı olduğunun da altını çizen Günay, “Kayyım bir kurumun daha iyi işlemesini ve kimsenin mağdur olmasının önlenmesi amacıyla atanır. Burada tam tersi yapılıyor. Kayyum bir kurumu batırmak amacıyla hareket ediyor. Bunlar gelecekte hem hukuki hem cezai sorumluluklar doğuracak olan suçtur.” hatırlatmasında bulundu.

İktidar iradesiyle uygulanan yaptırımların Türkiye’de çok sesliliği kısmak, kamunun doğru haber ve bilgi almasını engellemek amacına yönelik baskıcı düzenlemeler olduğunu belirten Günay, böyle bir ülkede girişim özgürlüğünün olmadığı, insanların mal varlığına gelişigüzel el konulduğu, kurumsallaşmış büyük işletmelerin bir kalemde batırılmaya çalışıldığı bir ülkeye ve kamuoyunun doğru bilgi almasının mümkün olmadığı bir ülkeye dünya itibar etmeyeceğini, kara para dışında da ciddi bir sermaye akışı olmayacağını vurguladı. CİHAN