Kanser özellikle son yıllarda sıklıkla görülen ve tüm dünyada yeni tedavi yöntemlerinin geliştirildiği bir hastalık. Vücudun herhangi bir yerinde görülebilen kanserin her yaş ve cinsiyetteki insanda görülebilmesi, tedavi yöntemlerinin uzun ve birçok faktöre bağlı kalınması yönünden tüm insanları korkutan bir problem. Bununla birlikte; ileri teknolojinin tıp alanında kullanılması ve bu sayede farklı tanı ve tedavi yöntemlerinin uygulanmaya başlanması ise umut vadediyor. Ülkemizde de en sık görülen kanser türleri meme kanseri ve yemek borusu kanseridir. Risk faktörlerinin bilinip ortadan kaldıracak şekilde önlemler alınması, herhangi bir bulguya rastlandığında erken tanı amacıyla doktora başvurulması kanser hastalığının kolay bir şekilde atlatılmasına yardımcı olunmaktadır. Son yıllarda kanser tedavisinde son umut olarak tanımlanan yöntem Hipec tedavisidir.
Hipec tedavisi; başka bir deyişle sıcak kemoterapi, genellikle batın bölgesinde görülen kanserli hücrelerin temizlenmesinde kullanılmaktadır. Bu tedavi yönteminin uygulanabilmesi için her tedavi yönteminin denenmiş ve başarılı sonuca ulaşılamamış olması gerekmektedir. Hipec tedavisinin uygulanacağı bölgenin kanserli hücrelerden tamamen temizlenmiş olması gerekmektedir. Sindirim sisteminde görülen kanser türleri, mide kanseri, yumurtalık kanseri ile kalın bağırsak kanserlerinin tedavisinde kullanılan bu yöntemde 42 derece ısıtılmış kemoterapi bölgesel olarak uygulanmaktadır. Hipec tedavisi sonrasında damardan kemoterapi uygulaması ile hastada var olan diğer kanserli hücrelerin de tedavi edilmesi gerekmektedir. Bu yöntemden sonra hastanın kontrol altında tutulması ve genel durumunun sürekli değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kanser günümüzde cinsiyet ve yaş ayırt etmeksizin herkeste görülebilecek ve ölümcül sonuçlar doğurabilecek ciddi bir hastalıktır. Bu nedenle özellikle risk grubunda olan kişilerin ve herkesin gerekli önlemleri alması, genel sağlık durumuna dikkat etmesi ve kanserojen madde içeren gıda ve ürünlerden uzak bir yaşam tarzı benimsemesi önerilmektedir.
