Reklam
Hatip Dicle: Sur'da bir Cizre yaşanırsa hepimiz vicdanen öleceğiz

Hatip Dicle: Sur'da bir Cizre yaşanırsa hepimiz vicdanen öleceğiz

DEMOKRATİK Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle, Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde çatışmaların olduğu mahallelerde bulunan sivillerin tahliyesi için yasağın 24 saat kalkması gerektiğini söyledi

SİYASET - 2016-02-25 15:08:28 Bu içerik 1157 kez okundu.

DEMOKRATİK Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Hatip Dicle, Diyarbakır'ın Sur İlçesi'nde çatışmaların olduğu mahallelerde bulunan sivillerin tahliyesi için yasağın 24 saat kalkması gerektiğini söyledi. Dicle, "Sur'da bir Cizre yaşanırsa hepimiz vicdanen öleceğiz ve birbirimizin yüzüne bakamayacağız. Sur'da kalan 150 sivil tahliyesini güvenli bir şekilde sağlamak mümkündür" dedi.


Diyarbakır'da sokağa çıkma yasağı ve operasyonların sürdüğü Sur İlçesi'nde bulunan sivillerin tahliye edilmesiyle ilgili DTK Eş Başkanı Hatip Dicle, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın da katıldığı basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Hatip Dicle, zor kritik ve tarihi bir süreçten geçtiklerini yaşayarak gördüklerini ifade ederek, hükümet ile HDP İmralı heyeti arasında çözüm sürecinin devam ettiği dönemde Dolmabahçe'de 28 Şubat'ta okunan mutabakata değindi. Dicle, Dolmabahçe mutabakatındaki 10 madde ile sadece Kürt sorunu değil, azınlık, inanç, ekolojik ve ezilen tüm kesimlerin talepleri konuşularak çözüme kavuşturulmasının hedeflendiğini ifade ederek, "Görüşmeler başlasaydı Türkiye büyük bir barış ve demokrasi hamlesine sahne olacaktı. Erdoğan, 35 gün sonra mutabakatı kabul etmediğini, Kürt sorunu olmadığını belirterek masayı devirdi. Bu savaşın sorumlusu saray çevresi ve AKP'dir. Hendek ve barikat sorunu daha önce de vardı, bunlar yine diyalog yolu ile çözüldü. 7 Haziran'dan sonra tecrit yaşanmasaydı, diyalog masası devrilmeseydi bu hendek ve barikat sorunu olmayacaktı" dedi.


Hatip Dicle, gelinen noktanın bir felaket durumu olduğunu ileri sürerek, "Savaşa yabancı değiliz. Ama, hiçbir dönem bu kadar hukuksuz, ahlaksız ve kuralsız savaş yürütülmemişti. Bir intikam dürtüsü ile savaş yapılıyor. Türkiye, Cenevre Sözleşmesi'ne göre savaş suçu işliyor. Böyle bir savaş durumu toplamda ciddi kırılmalara yol açıyor. İnsanların bir arada yaşama köprüleri uçuruluyor. Cizre'de 250 kişinin cesetlerine işkence edildi ve yakıldı. Bu hangi savaşın kuralında vardır" dedi.


"ÇOĞU SİVİLİN SİLAHLI GENÇLERLE AİLESEL BAĞI VAR"


Hatip Dicle, Sur İlçesi'nde çatışmaların yaşandığı bölgede sivillerin bulunduğunu ve orada artık tek can kaybı yaşanmaması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:


"Şu anda Diyarbakır'ın vicdanı susturulmak isteniyor. Sur'da bir Cizre yaşanırsa hepimiz vicdanen öleceğiz ve birbirimizin yüzüne bakamayacağız. İnsanların bu cinayetlere sessiz kalmaması ve demokratik tepkilerini göstermeleri gerekir. Sur'da kalan 150 sivil tahliyesini güvenli bir şekilde sağlamak mümkündür. Devlet, Cizre'deki gibi 200-300 Kürt'ü daha öldürerek yücelemez. Devlete göre 25'e yakın silahlı genç var. Sivillerle telefon irtibatı kurulmuyor. Çoğunun bu silahlı gençlerle ailesel bağları vardır. Orada bu gençleri bırakmayacaklarını söylüyorlar. Varsayalım oradaki silahlı gençler bu sivilleri rehin almışlar. Devletin gidip öldürmesi hangi yasada, hangi kanunda var. Burada STK'ların 24 saatliğine yasağın kalkması çağrısına destek veriyoruz. Diyarbakırlılar yeni bir Cizre vahşetine tanık olamaz. Biz kimseyi tehdit etmiyoruz, bu halkı iyi tanıyoruz. Cumartesi günü HDP, DBP, DTK, HDK eş başkanlarınım katılacağı büyük bir açıklama yapacağız Koşuyolu Parkı'nda. Herkesi bu duyarlılık için çağırıyoruz."
DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise hükümetin hem Suriye, hem Türkiye Kürtlerine düşmanlık üzerinden politika izlediğini iddia ederek, "Türkiye Cumhuriyeti ile Kürtler arasındaki egemenlik sisteminin böyle devam etmeyeceği ortaya çıkmıştır. Başbakan, Kürtlerin devleti Türkiye Cumhuriyeti demişti. Eğer bu devlet Kürtlerin devleti olsaydı Cizre'dekileri katletmez kurtarırdı. Şimdi insanlara sivillere 'teslim ol' çağrıları yapılarak onursuzlaştırılmak istiyorlar. Ya öleceksin ya da onursuzluğu kabul edeceksin diyorlar. Bir insanın dahi burnu kanamadan sorunun çözülmesini istiyoruz. Hayatları kurtarabilmek için ablukanın 24 saat kaldırılması gerekir" dedi.


"ÖLÜMLERİN ARTMASININ ÇÖZÜMÜ ZORLAŞTIRDIĞINI BİLİYORUZ"


Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak da, Sur'da yaşananları kastederek sadece siyasi bir sorun değil, insani ve vicdani bir sorun ile karşı karşıya olduklarını söyledi.


Kışanak, "Hasırlı Mahallesi'nde bir kadın kendisine bir şey değil küçük olan çocuklarının ölmemesi için mesaj atıyor. Ölümlerin artmasının çözümü ne kadar zorlaştırdığını biliyoruz. Ölümlere durdurmalıyız. Hiç değilse 24 saatliğine Sur'da abluka kaldırılarak oradaki sivil insanlar tahliye edilebilmelidir. Yaşanacak olan bir katliama rızamız yoktur, bunu izlemeyeceğiz, bunu kabul etmiyoruz" dedi.

 

 

Sende Yorumla...
DİĞER HABERLER